Cümlenin Öğeleri
Cümle
Bir duygu, düşünce veya isteği kısaca bir yargıyı bildiren sözcük dizisine cümle denir.
-Çalıştım.
-Ders çalıştım.
-Sabaha kadar durmadan ders çalıştım.
Uyarı
Cümle yargı bildiren anlatım bütünlüğüdür. Buna göre yargı bildirmeyen biz söz öbeği, cümle değildir. Sözgelimi, Akıllı adam, bir sıfat tamlaması olup, cümle değeri taşımaz. Oysa Adam akıllıydı. Dendiğinde bu bir yargı, bildirir ve cümle adını alır.
Cümlenin Öğeleri
Temel Öğeler
Yüklem
Cümlede iş, oluş, hareket, kısaca yargı bildiren sözcük veya söz grubudur. Bu tanıma dayalı olarak yüklemin iki şekilde karşımıza çıkabileceğine dikkat edelim.
Eylem Tabanı + Haber Kipi + Kişi Eki = Yüklem
Eylem Tabanı + Dilek Kipi + Kişi Eki = Yüklem
Ad ve Ad Soylu Sözcük + Ekeylem = Yüklem
Örnek
Gurbetten gelmişim, yorgunum hancı.
Şuraya bir yatak ser, yavaş yavaş
UYARI: Ad ve ad soylu sözcükler ekeylemle çekimlenmeden de yüklem görevinde bulunabilir. Örnek : İçimde tuhaf bir hüzün vardı. (var + idi)
İçimde tuhaf bir hüzün var. (var).
Yüklemin Özellikleri
- Yüklem, tek sözcükten oluşabileceği gibi söz öbeklerinden de (Ad ve sıfat tamlamaları, deyimler, ikilemeler, bileşik eylemler) oluşabilir.
Örnek:
Birinci vazifen Türk istiklalini, Türk Cumhuriyeti’ni ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. (Yardımcı eylemle kurulan bileşik eylem, yüklem durumunda)
Bu ev, kırmızı damlı eski bir köy eviydi. (Yüklem, sıfat tamlaması durumunda)
Sizinle konuşan kadın, çocuğun halasıymış.(Ad tamlaması, yüklem durumunda)
O sabah güneş pırıl pırıldı.(İkileme, yüklem durumunda)
Bu kez galiba baltayı taşa vurduk. (Deyim yüklem durumunda.)
-Yalnızca ad değil, ad soylu tüm sözcükler ek-eylemle çekimlenerek yüklem olur.
Örnek:
Yurdumuzu kurtaran, Atatürk’tür (Ad, yüklem durumunda)
Bendim geçen ey sevgili, sandalla denizden. (Zamir yüklem durumunda)
Biz üniversiteye giderken o küçüktü. (Adlaşmış sıfat, yüklem durumunda)
Onun kaliteli malları çoktur. (Zarf, yüklem durumunda)
Ak akçe kara gün içindir. (Edat öbeği yüklem durumunda)
Dilimizde sıkça kullanılan bağlaçlardan biri de “ve” dir. (Bağlaç , yüklem durumunda.)
Ağzından çıkan tek şey amandı. (Ünlem, yüklem durumunda)
-Eylemsilerden, adeylem ve sıfateylemler, ek-eylemle çekimlenerek yüklem olur.
Örnek:
Bütün dileği insanların birbirini karşılık beklemeden sevmesiydi.(Adeylem, ek-eylemle çekimlenerek yüklem olmuş.)
Adam, uzaktan bir tanıdıklarıymış. (Sıfat eylem, ek-eylemle çekimlenerek yüklem olmuş.)
-Yüklem, pekiştirilmiş sözcüklerden de oluşabilir.
Örnek:
Bütün gece konuştu da konuştu.
Bayram sabahı şehrin sokakları bomboştu.
Bütün çocukları çalışkan mı çalışkandı.
-Sıralı cümlelerde, iki farklı yargı aynı yükleme uyum gösterirse ortak yüklem kullanılabilir.
Örnek :
Oğlan dayıya, kız halaya çeker. Bu bağımlı sıralı cümleyi yargı yönünden tek tek incelersek. Oğlan dayıya çeker.Kız halaya çeker.
Bu cümlede “çeker” yüklemi ortak kullanılmıştır.
- Kimi durumlarda yüklemin anlatımdan düştüğü görülür. Böyle durumlarda okuyucu veya dinleyici yüklemi zihninden tamamlar.
Örnek:
Ev yapacaksan tuğladan, kıza alacaksan Muğla’dan.
Yukarıdaki anlatım tamamlanırsa :
Ev yapacaksan tuğladan yap. Kız alacaksan Muğla’dan al.
UYARI: İki farklı yargının tek eylemsiye ve tek yükleme bağlanması çoğu kez yargılardan birinin eylemsiyle ya da yüklemle uyumsuzluğuna neden olur ve anlatım bozukluğu yaratır. Bu anlatım bozukluğuna yüklem eksikliği adı verilir. Bu durumda her farklı yargıyı ayrı bir yancümleye (eylemsiye) ya da yükleme bağlamak anlatım bozukluğunu ortadan kaldırır.
Örnek:
Sigarayı az içkiyi de hiç içmez.
Sigarayı az (içer), içkiyi de hiç içmez.
Özne
Cümlede, yüklemin bildirdiği eylemi ya da yargıyı gerçekleştiren ve üstlenen öğe özne adını alır. Özne bir kişi ya da birkaç kişiden oluşuyorsa yükleme “Kim? Kimler?” soruları; kişi dışında bir varlık, nesne ya da kavram ise yükleme “Ne? Neler?” soruları yöneltilir. Örnek :
Yazar, bu romanda sıradan bir olayı anlatıyor. (Anlatan kim? Yazar)
Özne Yüklem
Seni de ansızın yakalar bir gün ölüm. (Yakalayan ne? Ölüm)
Yüklem Özne
İki Çeşit Özne Vardır:
¨ Gerçek Özne
Yüklemde bildirilen eylemi ve yargıyı yapan, yerine getiren veya üstlenen varlık ve nesnedir.
Örnek:
Divan edebiyatında işlenen konular, genellikle soyuttur. (Soyut olan ne?)
Gerçek Özne Yüklem
Hiçbir şair, hiçbir hikayeci yalnız bugün için yazmaz. (Yazmayan kim?)
Gerçek Özne Yüklem
¨ Sözde Özne
Yüklemde bildirilen eylemi yapan değil, yapılan eylemden etkilenen kişi, varlık ya da kavramlardır. Başka bir deyişle gerçek öznenin olmadığı cümlelerde asıl görevi, nesne olan sözcük sözde özne görevi üstlenir.
Örnek:
Yeni öğretmenler, Doğu Anadolu’ya atanmış. (Atayan kim? Yok) (Atanan kim?)
Sözde Özne Yüklem
Yerler, çok iyi temizlenmiş. (Temizleyen kim? Belli değil?) (temizlenen ne?)
Sözde Özne Yüklem
UYARI: Sözde özne, yalnızca yükleminde bir eylemin bulunduğu eylem cümlelerinde yer alır. Ad cümlelerindeki özne, daima gerçek öznedir.
Örnek:
Kültür mirasına sahip çıkmak, bilinçli bir tavırdır.
Gerçek Özne Yüklem
Öznenin Özellikleri
¨ Bütün ad ve ad soylu sözcükler, cümle içinde özne görevinde bulunabilir.
Örnek:
Bağışlayın beni arkadaşlar. (Ad, özne durumunda)
Yüklem Özne
Ben, gül yanaklı bir çocuğa benzerim. (Zamir özne durumunda)
Özne Yüklem
Tembeller başarılı olamaz. (Adlaşmış sıfat, özne durumunda)
Özne Yüklem
Gece, bir tül gibi şehre iniyor. (Zarf özne durumunda)
Özne Yüklem
Gibi, sözcükler ve kavramlar arasında benzetme ilgisi kurar. (Edat, özne)
Özne Yüklem
Fakat, karşıt yargıları bağlar. (Bağlaç özne durumunda)
Özne Yüklem
Ey, seslenme anlamı taşır. (Ünlem, özne durumunda)
Özne Yüklem
¨ Ad ve sıfat tamlamaları, deyimler ve ikilemeler özne olabilir.
Örnek:
Sanatçının yaratıcılığı, sezgi ve duygu gücüne bağlıdır. (Ad tamlaması özne durumunda)
Kimi şair ve yazarlar, düşüncelerinin kolayca anlaşılmasını istemezler. (Sıfat tamlaması, özne durumunda)
Pot kırmak, onun adetiydi. (deyim özne durumunda)
Konu komşu bu duruma ne diyecek. (İkileme, özne durumunda)
¨ Kimi durumlarda ara söz, özneyi açıklamak amacıyla kullanılır. Bu kullanıma açıklamalı özne denir.
Örnek:
Annem, beni doğurup büyüten o yüce insan, artık yoktu.
Sınıftan biri, genç bir kız, elini kaldırdı.
¨ Kimi sıralı cümlelerde her cümle için tek bir özne kullanılır ve ortak özne meydana gelir. Örnek:
Her canlı doğar, yaşar, ölür. Bu sıralı cümleleri ayırırsak.
Her canlı doğar.
Her canlı yaşar.
Her canlı ölür.
“Her canlı” üç ayrı eylemi gerçekleştirdiği için ortak öznedir.
¨ Eylemsiler ve eylemsilerin de yer aldığı çeşitli söz grupları cümlede özne görevi yapar.
Örnek:
Yan Cümle Temel Cümle
Şiir okumak / büyük bir zevktir.
Yüklem Özne
Yan Cümle Temel Cümle
Çok Konuşanlar / Dışarı çıksın
Özne Yüklem
UYARI: İki cümlede tek özne bulunabilir. Böyle öznelere ortak özne denir. Ancak iki farklı yargının tek özneye bağlanması kim zaman yargılardan birinin özneyle uyum sağlayamaması sonucunu doğurur. Bu anlatım bozukluğuna özne eksikliği adı verilir. Örnek:
Hepsi ona gülüp geçmiş, onu dinelememişti.
Hepsi ona gülüp geçmiş, (hiçbiri) onu dinlememişti.
Özne – Yüklem Uygunluğu
Bir cümlede anlamın açık ve anlaşılır olması için özneyle yüklem arasında, tekillik- çoğulluk ve kişi yönünden uygunluk olmalıdır.
Özne ile Yüklem arasında iki yönden uygunluk vardır :
§ Tekillik-Çoğulluk Yönünden Uygunluk:
a) Cansız varlıklar, soyut kavramlar insan dışındaki canlı varlıklar, organ ve zaman adlarının çoğul şekilleri özne olduğunda bunların yüklemleri tekil olur.
Örnek :
Bütün eşyalar kapının önünde duruyor(lar).
Bu düşünceler çoktan eskidi(ler).
Kuzular uzaktan uzağa bağrıştı(lar).
Ağaçlar sonbaharda yapraklarını döker(ler).
Günler gittikçe uzuyor(lar).
Ellerim tutmuyor(lar).
b) Özne birden çok sıfatın oluşturduğu sıfat tamlaması biçimindeyse yüklem genellikle tekil olur. Örnek : Bu iki kafadar yine yola koyuldu(lar).
c) Sayı sıfatıyla kurulan tamlamalar özne olduklarında yüklem tekil olur.
Örnek:
İki adam seni arıyor(lar).
Sınıftan on kişi dışarı çıktı(lar).
d) Belgisiz zamirler özne olduklarında yüklem tekil olur.
Örnek:
Hepsi seni sormaya gelmiş(ler).
Bazıları balık sevmez(ler).
e) Mecaz-ı mürsel yoluyla oluşan topluluk adları, özne olduklarında yüklem tekil olur. Örnek:
Gol atılınca stad ayağa kalktı(lar).
Kasaba yollara döküldü(ler).
f) İnsanlar için özne çoğul olduğunda yüklem tekil de çoğul da olabilir.
Örnek:
Öğrenciler sınıfta ders dinliyorlar.
Öğrenciler, ders bitince evlerine gitti.
g) Cümlede birden çok özne varsa yüklem de çoğul olur.
Örnek:
A. Muhip Dranas da Cahit Sıtkı da Fransız şiirini örnek aldıklarını kabul etmezler.
UYARI : Belgisiz sıfatların tamlayan olarak kullanıldığı sıfat tamlamaları özne olduğunda yüklem tekil de çoğul a olabilir.
Örnek:
Kimi insanlar böyle düşünmez.
Kimi insanlar böyle düşünmezler.
Cansız varlıklar kişileştirilip özne görevinde kullanıldıklarında ve çoğul olduklarında yüklem tekil de çoğul da olabilir.
Örnek:
Dağlar, doğan güne karşı hatalarını düşünüyorlar.
Nehirler burada şarkılar söylüyordu.
§ Kişi Yönünden Uygunluk:
a) İkinci ve üçüncü kişiler özne olursa bunların yüklemleri ikinci çoğul kişi olur.
Örnek:
Sen ve Ahmet beni dışarıda bekleyin.
b) Özne birinci ve ikinci kişi ya da birinci ve üçüncü kişiyse yüklem birinci çoğul olur.
Örnek:
O da ben de seni bekledik.
O konuya sen ve ben çalışacağız.
c) Özne birinci, ikinci ve üçüncü kişiyse yüklem birinci çoğul olur.
Örnek:
Oraya ben, sen ve Ahmet gideceğiz.
Yardımcı Öğeler
Nesne (Düz Tümleç)
Öznenin yaptığı eylemden etkilenen varlık ya da nesnedir. Nesne, cümledeki kullanımına göre ikiye ayrılır :
Belirtili Nesne
Öznenin yaptığı işten etkilenen öğe adın “i” (gösterme, belirtme) durumuyla çekimlenirse belirtili nesne görevi yapar.
Belirtili nesneyi bulabilmek için yükleme “Kimi? Neyi? Kimleri? Neleri?” sorularından uygun olan biri yöneltilir.
Örnek:
Çocuğun elindeki minik siyah köpeği hepimiz sevmiştik. (Neyi?)
Belirtili Nesne
Bu işin peşinde olduğunu biliyorum, saklama. (Neyi?)
Belirtili Nesne
Seni de onu da yakından tanıyoruz. (Kimi?)
Belirtili nesne
Belirtisiz Nesne
Öznenin yaptığı eylemden etkilenen öğe, ad durum eklerinden biriyle çekime girmişse cümle içinde belirtisiz nesne görevi yapar.
Belirtisiz nesneyi bulmak için yükleme “Ne?, Neler?” sorusu yöneltilir.
Örnek:
Ona her zaman bir kucak dolusu çiçek götürürdüm. (Ne?)
Her gece, Kırmızı Başlıklı Kız adında bir masal anlatırdı.
Belirtisiz Nesne
Nesnenin Özellikleri
a) Nesne, yalnızca yükleminde eylem olan cümlelerde bulunur. Yükleminde ad ve ad soylu sözcüklerin bulunduğu cümlelerde nesne olmaz.
Örnek:
Bu adam, sorduğum tüm soruları yanıtsız bıraktı.
Nesne Eylem
b) Nesne, tek sözcük olabildiği gibi sözcük grubu da olabilir.
Örnek:
Kalemleri, defterleri, kitapları, üst üste yığdı.
Nesne Öbeği
c) Bazı cümlelerde ara söz, nesneyi açıklamak için kullanılır. Buna açıklamalı nesne denir. Bu söz, nesneyle birlikte tek öğe olarak değerlendirilir.
Örnek:
Babamı, o büyük insanı, bir daha görmeyecektim.
Nesne Açıklamalı Nesne
Yaşlı kadın, çocuğu – o kuru, sıska vücudu – son bir kez kucakladı.
Nesne Açıklamalı Nesne
d) Kimi bileşik cümlelerde birden çok çekimli eylemin ya da eylemsinin anlamını tek nesne tamamlayabilir, buna ortak nesne denir.
Örnek:
Kitabı eline aldı, bir süre okudu, sonra yerine koydu.
(Kitabı belirtili nesnesi aldı, okudu, koydu eylemlerinin ortak nesnesidir.)
e) Eylemsiler ve eylemsilerin de yer aldığı çeşitli söz grupları cümlede nesne görevi yapar.
Örnek:
Yan Cümle Temel Cümle
Onun buraya gelişini / görmedim.
Belirtili Nesne Yüklem
Yan Cümle Temel Cümle
Ders çalışmayı / istemiyor.
Belirtili Nesne Yüklem
Dolaylı Tümleç: -e, -de, -den
Kime? > Bunu bir de babama soralım.
-e durum eki
Yönelme
Neye? > Çocuk bir süre kitaba baktı.
Nereye? > Okula dilekçe verdim?
Kimde? > Ahmet’te aynısından var.
-de durum eki
Bulunma
Neyde? > Yazıyı kitapta görmüş.
Nerede? > Onu geçen gün sokakta gördüm.
Kimden? > Dedemden bütün aile çekinirdi.
-den durum eki
Çıkma
Neyden? > Şekerden böcek çıktı.
Nereden? > Uzaktan bir ses duyuldu.
Dolaylı Tümlecin Özellikleri
a) “e, de, den” durumuyla çekimlenen sözcükler, eylemi zaman değil, durum yönünden etkilerse dolaylı tümleç olmaz. Zarf tümleci veya edat tümleci görevinde bulunur.
Örnek:
Sabaha orada oluruz (Ne zaman?)
Zarf tümleci
Altı yaşında okuma öğrendi. (Ne zaman?)
Zarf Tümleci
Sabaha kadar ders çalıştık. (Ne zamana kadar?)
Edat Tümleci
b) Kimi cümlelerde ara söz, dolaylı tümleci açıklamak amacıyla kullanılır ve açıklamalı dolaylı tümleç meydana gelir.
Örnek:
Memleketine, özlemini çektiği o yerlere, dönüyordu.
Dolaylı Tümleç Dolaylı tümlecin açıklayıcısı Yüklem
c) Sıralı cümlelerde dolaylı tümleç, birden çok cümlenin ortak öğesi olabilir. Buna ortak dolaylı tümleç denir.
Örnek:
Ona çok kızıyor, her gördüğü yerde bağırıyordu.
Ona çok kızıyor.
Ona her gördüğü yerde bağırıyordu.
d) Eylemsiler ve eylemsilerin de yer aldığı çeşitli söz grupları cümlede dolaylı tümleç görevi yapar.
Örnek:
Yan Cümle Temel Cümle
Ondan duyduklarına / inanamayacaksın.
Dolaylı Tümleç Yüklem
Yan Cümle Temel Cümle
Buraya geldiğine / bin pişman oldu.
Dolaylı tümleç Yüklem
Uyarı: Dolaylı tümleci bulmak için soruları “Neyden?” sorusu ile zarf tümlecinin sorusu olan “Neden?” sorusu birbirine karıştırılmamalıdır.
Örnek:
Bu düşünceleri okuduğu kitaplardan edinmiş. (Neyden?)
Sıkıntıdan ne yapacağını şaşırmış. (Neden?)
Yukarıdaki birinci cümlede “Neyden” sorusuna yanıt veren ve cümleye içinden anlamı katan “okuduğu kitaplardan” söz grubu cümlede dolaylı tümleç görevinde bulunurken, ikinci cümlede şaşırma nedeni olan “sıkıntı” sözcüğü, eylemin nedenini bildirdiği ve “Neden?” sorusuna yanıt verdiği için cümlede zarf tümleci görevi yapmaktadır.
Zarf (Belirteç) Tümleci
Yüklemi zaman, durum, miktar, ölçü, yer yön ve soru yönünden gösteren sözcük ya da sözcük öbekleri cümle içinde zarf tümleci görevi yapar.
§ Yükleme yöneltilen “Nasıl?” sorusu durum zarfı tümleciyle ilgilidir.
Örnek:
İnsan düşündüklerini açıkça söyleyebilir. (Nasıl söyleyebilir?)
Damlaya damlaya göl olur. (Nasıl göl olur?)
Olanları ağlaya sızlaya anlattı. (Nasıl anlattı?)
§ Yükleme yöneltilen “Ne zaman?” sorusu, zaman zarfı tümleciyle ilgilidir.
Örnek:
O acılı haberi duyunca çok üzülmüştü. (Ne zaman üzülmüştü?)
Tren on beş dakika sonra burada olur. (Ne zaman burada olur?)
Gelecek ay yeni bir araba alalım. (Ne zaman alalım?)
§ Yükleme yöneltilen “Ne yöne? Ne taraf?” soruları yer-yön zarf tümleciyle ilgilidir.
Örnek:
Biraz bekleyip aşağı indim. (Ne yöne?)
Az önce dışarı çıktı. (Ne tarafa?)
Korkudan bir adım geri çekildim. (Ne yöne?)
§ Yükleme yöneltilen “Ne kadar? Kaç tane?” soruları azlık-çokluk zarf tümleciyle ilgilidir.
Örnek:
Onu bir saat daha bekleyelim. (Ne kadar bekleyelim?)
Bugün bırak, yeterince çalıştın. (Ne kadar çalıştın?)
Çocuk ablasından biraz daha çalışkandı. (Ne kadar çalışkandı?)
§ Soru zarfı tümleci, yüklemi durum, zaman, yer-yön, miktar, ölçü olarak soru biçiminde etkiler.
Örnek:
Nasıl dayanırım sensizliğe nasıl?
Neden yapmadın söylediklerimi?
Niye bakıp duruyorsun yüzüme?
UYARI : Yer-yön bildiren sözcükler ad durum ekleriyle çekimlenirse zarf tümleci değil, nesne ya da dolaylı tümleç görevi yapar.
Örnek:
Bir de aşağıyı temizle. (Neyi?)
Belirtili nesne
Sizi içeride bekliyor. (Nerede?)
Dolaylı tümleç
Yukardan gürültü geliyor. (Nerden?)
Dolaylı tümleç
Zarf Tümlecinin Özellikleri
a) Ara söz, kimi cümlelerde zarf tümlecini açıklamak amacıyla kullanılır ve açıklamalı zarf tümleci meydan gelir.
Örnek:
Önümüzdeki hafta, Pazartesi günü, yeni bir sınav var.
Zarf Tümleci Zarf tümlecinin açıklayıcısı Yüklem
b) Bağ eylemlerin yer aldığı çeşitli söz grupları cümlede zarf tümleci görevi yapar.
Örnek:
Yan Cümle Temel cümle
Eve uğrayıp / eşyalarımı alacağım.
Zarf Tümleci Yüklem
Yan Cümle Temel cümle
Düşünmeden / hareket etme.
Zarf tümleci Yüklem.
c) Sıralı cümlelerde zarf tümleci birden çok cümlenin ortak öğesi olarak kullanılabilir ve ortak zarf tümleci meydana gelir.
Örnek:
Sana her zaman güvendim, inandım.
Sana her zaman güvendim.
Sana her zaman inandım.
d) Bir cümlede aynı veya ayrı türden birden fazla zarf bulunabilir. Aynı türden olan aynı soruya yanıt veren zarfların tümü aynı öğe olarak alınır. Ancak sorular farklı olduğu sürece bunlar ayrı ayrı değerlendirilip ayrı zarf tümleçleri oluşturur.
Örnek:
Görmeden, bilmeden, vermeden akıyorsun.
Zarf tümleci (Nasıl?)
Ertesi sabah, dinlenmiş bir biçimde güverteye geldi.
Zarf tümleci (Ne zaman?) Zarf tümleci (Nasıl?)
UYARI: Sıralı cümlelerde ortak kullanılan zarf tümleci ilk yükleme uygunken, diğer yükleme uymayabilir. Bu anlatım bozukluğu zarf tümleci eksikliği olarak değerlendirilir. Örnek:
Annem hiçbir zaman kendini düşünmedi, bizim mutluluğumuz için çalıştı.
Annem hiçbir zaman kendini düşünmedi; her zaman bizim mutluluğumuz için çalıştı.
Edat Tümleci
Cümleye amaç – sonuç, özgürlük, benzerlik, eşitlik, birliktelik, araç anlamı katan ya da sözcük öbekleri cümle içinde edat tümleci görevi yapar.
Örnek:
Gemiler, güneye doğru yöneldi. (Nereye doğru?) (yön)
Babama göre çalışan kazanır. (Kime göre?) (görelik)
Rahat uyumak için ılık bir duş aldı. (Niçin?) (amaç)
Çocuk, elindeki küçük kovayla su taşıyor. (Neyle?) (araç)
Okula annesiyle gidecekmiş. (Kimle?) (birliktelik)
Sen gelinceye kadar işleri bitiririm. (Ne zamana kadar?) (zaman)
Öğelerle ilgili Uyarılar
Öğe Vurgulaması
Cümlede, yüklemden hemen önce gelen öğe, kullanıldığı yere göre en çok vurgulanan öğedir.
Örnek:
Ayşe, yazdığı cümleyi arkadaşına yüksek sesle okudu.
Ayşe, yazdığı cümleyi yüksek sesle arkadaşına okudu.
Ayşe, arkadaşına yüksek sesle yazdığı cümleyi okudu.
Arkadaşına, yazdığı cümleyi yüksek sesle Ayşe okudu.
Soru edatı “mi” cümlede hangi öğeden sonra kullanılırsa o öğeyi vurgulamış ve o öğeyi buldurmaya yönelik kullanılmış olur.
Örnek:
Bütün bunları sana Ayşe mi söyledi?
Ayşe, sana bütün bunları mı söyledi?
Ayşe, bütün bunları sana mı söyledi?
Ayşe, bütün bunları sana söyledi mi?
Cümlede kullanılan soru sözcükleri herhangi bir öğeyi buldurmaya yönelik olabilir.
Örnek:
Bu kitabı benden sonra kim okumak ister? (Soru, özneyi buldurmaya yönelik)
Bu eteğin üstüne ne giyeceksin? (Soru, belirtisiz nesneyi buldurmaya yönelik)
Bu soruyu nasıl çözdün? (Soru, zarf tümlecini buldurmaya yönelik)
Dün akşam nereden geliyordun? (Soru, dolaylı tümleci buldurmaya yönelik)
Yerleri neyle sildin? (Soru, edat tümlecini buldurmaya yönelik)
Bugün kimi gördün? (Soru, belirtili nesneyi buldurmaya yönelik)
Öğe Çözümlemesinde Dikkat Edilecek Noktalar
§ Bir cümlede önce yüklem bulunmalı, yüklem bulunduktan sonra yükleme yöneltilen sorularla özne ve diğer öğeler tespit edilmelidir.
§ Yükleme, doğru sorular yöneltilmelidir; çünkü yanlış sorular yanlış sonuçlar doğurur.
§ Cümle, öğelerine ayrılırken hiçbir sözcük ve sözcük grubu açıkta kalmamalı, hepsi yüklemle bir bağlantı kurarak bir öğe değeri kazanmalıdır. Yalnızca bağlaçlar bu kuralın dışında kalabilir.
§ Bağlaçlar, cümle içinde tek başlarına herhangi bir öğe olamazlar. Ancak bağlandıkları bir söz grubu içinde görev kazanma özellikleri vardır.
§ Bir cümle öğelerine ayrılırken, belirli söz gruplarının (deyimler, ikilemeler, tamlamalar, bileşik eylemler) kalıp olduğu ve cümlede tek öğe olarak değerlendirilmesi gerektiği dikkate alınmalıdır.
§ Bazı cümlelerde aynı öğe olan dil birliklerinin arasına başka söz grupları da girebilir. Bu durumda dil birliği bozulur ve aradaki söz grubu farklı bir öğeyi oluşturabilir.
Örnek:
Babamın çarşıda böyle küçük bir dükkanı vardı.
Dolaylı Tümleç
§ Ara cümleler, asıl cümlelerin herhangi bir öğesi olamayacakları için cümle öğelerine ayrılırken farklı değerlendirme yapılmalıdır.
Örnek:
Hızlı hızlı yürüyordu, çünkü yağmur yağıyordu, avluyu geçip fakülteye girdi.
Ara cümle
§ Ara sözler, asıl öğe ile birlikte değerlendirilmeli, ikisi de aynı öğe öbeği sayılmalıdır.
Örnek:
Aşağıları, kayaların diplerini, iyice araştırmalı
Cümle
Bir duygu, düşünce veya isteği kısaca bir yargıyı bildiren sözcük dizisine cümle denir.
-Çalıştım.
-Ders çalıştım.
-Sabaha kadar durmadan ders çalıştım.
Uyarı
Cümle yargı bildiren anlatım bütünlüğüdür. Buna göre yargı bildirmeyen biz söz öbeği, cümle değildir. Sözgelimi, Akıllı adam, bir sıfat tamlaması olup, cümle değeri taşımaz. Oysa Adam akıllıydı. Dendiğinde bu bir yargı, bildirir ve cümle adını alır.
Cümlenin Öğeleri
Temel Öğeler
Yüklem
Cümlede iş, oluş, hareket, kısaca yargı bildiren sözcük veya söz grubudur. Bu tanıma dayalı olarak yüklemin iki şekilde karşımıza çıkabileceğine dikkat edelim.
Eylem Tabanı + Haber Kipi + Kişi Eki = Yüklem
Eylem Tabanı + Dilek Kipi + Kişi Eki = Yüklem
Ad ve Ad Soylu Sözcük + Ekeylem = Yüklem
Örnek
Gurbetten gelmişim, yorgunum hancı.
Şuraya bir yatak ser, yavaş yavaş
UYARI: Ad ve ad soylu sözcükler ekeylemle çekimlenmeden de yüklem görevinde bulunabilir. Örnek : İçimde tuhaf bir hüzün vardı. (var + idi)
İçimde tuhaf bir hüzün var. (var).
Yüklemin Özellikleri
- Yüklem, tek sözcükten oluşabileceği gibi söz öbeklerinden de (Ad ve sıfat tamlamaları, deyimler, ikilemeler, bileşik eylemler) oluşabilir.
Örnek:
Birinci vazifen Türk istiklalini, Türk Cumhuriyeti’ni ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. (Yardımcı eylemle kurulan bileşik eylem, yüklem durumunda)
Bu ev, kırmızı damlı eski bir köy eviydi. (Yüklem, sıfat tamlaması durumunda)
Sizinle konuşan kadın, çocuğun halasıymış.(Ad tamlaması, yüklem durumunda)
O sabah güneş pırıl pırıldı.(İkileme, yüklem durumunda)
Bu kez galiba baltayı taşa vurduk. (Deyim yüklem durumunda.)
-Yalnızca ad değil, ad soylu tüm sözcükler ek-eylemle çekimlenerek yüklem olur.
Örnek:
Yurdumuzu kurtaran, Atatürk’tür (Ad, yüklem durumunda)
Bendim geçen ey sevgili, sandalla denizden. (Zamir yüklem durumunda)
Biz üniversiteye giderken o küçüktü. (Adlaşmış sıfat, yüklem durumunda)
Onun kaliteli malları çoktur. (Zarf, yüklem durumunda)
Ak akçe kara gün içindir. (Edat öbeği yüklem durumunda)
Dilimizde sıkça kullanılan bağlaçlardan biri de “ve” dir. (Bağlaç , yüklem durumunda.)
Ağzından çıkan tek şey amandı. (Ünlem, yüklem durumunda)
-Eylemsilerden, adeylem ve sıfateylemler, ek-eylemle çekimlenerek yüklem olur.
Örnek:
Bütün dileği insanların birbirini karşılık beklemeden sevmesiydi.(Adeylem, ek-eylemle çekimlenerek yüklem olmuş.)
Adam, uzaktan bir tanıdıklarıymış. (Sıfat eylem, ek-eylemle çekimlenerek yüklem olmuş.)
-Yüklem, pekiştirilmiş sözcüklerden de oluşabilir.
Örnek:
Bütün gece konuştu da konuştu.
Bayram sabahı şehrin sokakları bomboştu.
Bütün çocukları çalışkan mı çalışkandı.
-Sıralı cümlelerde, iki farklı yargı aynı yükleme uyum gösterirse ortak yüklem kullanılabilir.
Örnek :
Oğlan dayıya, kız halaya çeker. Bu bağımlı sıralı cümleyi yargı yönünden tek tek incelersek. Oğlan dayıya çeker.Kız halaya çeker.
Bu cümlede “çeker” yüklemi ortak kullanılmıştır.
- Kimi durumlarda yüklemin anlatımdan düştüğü görülür. Böyle durumlarda okuyucu veya dinleyici yüklemi zihninden tamamlar.
Örnek:
Ev yapacaksan tuğladan, kıza alacaksan Muğla’dan.
Yukarıdaki anlatım tamamlanırsa :
Ev yapacaksan tuğladan yap. Kız alacaksan Muğla’dan al.
UYARI: İki farklı yargının tek eylemsiye ve tek yükleme bağlanması çoğu kez yargılardan birinin eylemsiyle ya da yüklemle uyumsuzluğuna neden olur ve anlatım bozukluğu yaratır. Bu anlatım bozukluğuna yüklem eksikliği adı verilir. Bu durumda her farklı yargıyı ayrı bir yancümleye (eylemsiye) ya da yükleme bağlamak anlatım bozukluğunu ortadan kaldırır.
Örnek:
Sigarayı az içkiyi de hiç içmez.
Sigarayı az (içer), içkiyi de hiç içmez.
Özne
Cümlede, yüklemin bildirdiği eylemi ya da yargıyı gerçekleştiren ve üstlenen öğe özne adını alır. Özne bir kişi ya da birkaç kişiden oluşuyorsa yükleme “Kim? Kimler?” soruları; kişi dışında bir varlık, nesne ya da kavram ise yükleme “Ne? Neler?” soruları yöneltilir. Örnek :
Yazar, bu romanda sıradan bir olayı anlatıyor. (Anlatan kim? Yazar)
Özne Yüklem
Seni de ansızın yakalar bir gün ölüm. (Yakalayan ne? Ölüm)
Yüklem Özne
İki Çeşit Özne Vardır:
¨ Gerçek Özne
Yüklemde bildirilen eylemi ve yargıyı yapan, yerine getiren veya üstlenen varlık ve nesnedir.
Örnek:
Divan edebiyatında işlenen konular, genellikle soyuttur. (Soyut olan ne?)
Gerçek Özne Yüklem
Hiçbir şair, hiçbir hikayeci yalnız bugün için yazmaz. (Yazmayan kim?)
Gerçek Özne Yüklem
¨ Sözde Özne
Yüklemde bildirilen eylemi yapan değil, yapılan eylemden etkilenen kişi, varlık ya da kavramlardır. Başka bir deyişle gerçek öznenin olmadığı cümlelerde asıl görevi, nesne olan sözcük sözde özne görevi üstlenir.
Örnek:
Yeni öğretmenler, Doğu Anadolu’ya atanmış. (Atayan kim? Yok) (Atanan kim?)
Sözde Özne Yüklem
Yerler, çok iyi temizlenmiş. (Temizleyen kim? Belli değil?) (temizlenen ne?)
Sözde Özne Yüklem
UYARI: Sözde özne, yalnızca yükleminde bir eylemin bulunduğu eylem cümlelerinde yer alır. Ad cümlelerindeki özne, daima gerçek öznedir.
Örnek:
Kültür mirasına sahip çıkmak, bilinçli bir tavırdır.
Gerçek Özne Yüklem
Öznenin Özellikleri
¨ Bütün ad ve ad soylu sözcükler, cümle içinde özne görevinde bulunabilir.
Örnek:
Bağışlayın beni arkadaşlar. (Ad, özne durumunda)
Yüklem Özne
Ben, gül yanaklı bir çocuğa benzerim. (Zamir özne durumunda)
Özne Yüklem
Tembeller başarılı olamaz. (Adlaşmış sıfat, özne durumunda)
Özne Yüklem
Gece, bir tül gibi şehre iniyor. (Zarf özne durumunda)
Özne Yüklem
Gibi, sözcükler ve kavramlar arasında benzetme ilgisi kurar. (Edat, özne)
Özne Yüklem
Fakat, karşıt yargıları bağlar. (Bağlaç özne durumunda)
Özne Yüklem
Ey, seslenme anlamı taşır. (Ünlem, özne durumunda)
Özne Yüklem
¨ Ad ve sıfat tamlamaları, deyimler ve ikilemeler özne olabilir.
Örnek:
Sanatçının yaratıcılığı, sezgi ve duygu gücüne bağlıdır. (Ad tamlaması özne durumunda)
Kimi şair ve yazarlar, düşüncelerinin kolayca anlaşılmasını istemezler. (Sıfat tamlaması, özne durumunda)
Pot kırmak, onun adetiydi. (deyim özne durumunda)
Konu komşu bu duruma ne diyecek. (İkileme, özne durumunda)
¨ Kimi durumlarda ara söz, özneyi açıklamak amacıyla kullanılır. Bu kullanıma açıklamalı özne denir.
Örnek:
Annem, beni doğurup büyüten o yüce insan, artık yoktu.
Sınıftan biri, genç bir kız, elini kaldırdı.
¨ Kimi sıralı cümlelerde her cümle için tek bir özne kullanılır ve ortak özne meydana gelir. Örnek:
Her canlı doğar, yaşar, ölür. Bu sıralı cümleleri ayırırsak.
Her canlı doğar.
Her canlı yaşar.
Her canlı ölür.
“Her canlı” üç ayrı eylemi gerçekleştirdiği için ortak öznedir.
¨ Eylemsiler ve eylemsilerin de yer aldığı çeşitli söz grupları cümlede özne görevi yapar.
Örnek:
Yan Cümle Temel Cümle
Şiir okumak / büyük bir zevktir.
Yüklem Özne
Yan Cümle Temel Cümle
Çok Konuşanlar / Dışarı çıksın
Özne Yüklem
UYARI: İki cümlede tek özne bulunabilir. Böyle öznelere ortak özne denir. Ancak iki farklı yargının tek özneye bağlanması kim zaman yargılardan birinin özneyle uyum sağlayamaması sonucunu doğurur. Bu anlatım bozukluğuna özne eksikliği adı verilir. Örnek:
Hepsi ona gülüp geçmiş, onu dinelememişti.
Hepsi ona gülüp geçmiş, (hiçbiri) onu dinlememişti.
Özne – Yüklem Uygunluğu
Bir cümlede anlamın açık ve anlaşılır olması için özneyle yüklem arasında, tekillik- çoğulluk ve kişi yönünden uygunluk olmalıdır.
Özne ile Yüklem arasında iki yönden uygunluk vardır :
§ Tekillik-Çoğulluk Yönünden Uygunluk:
a) Cansız varlıklar, soyut kavramlar insan dışındaki canlı varlıklar, organ ve zaman adlarının çoğul şekilleri özne olduğunda bunların yüklemleri tekil olur.
Örnek :
Bütün eşyalar kapının önünde duruyor(lar).
Bu düşünceler çoktan eskidi(ler).
Kuzular uzaktan uzağa bağrıştı(lar).
Ağaçlar sonbaharda yapraklarını döker(ler).
Günler gittikçe uzuyor(lar).
Ellerim tutmuyor(lar).
b) Özne birden çok sıfatın oluşturduğu sıfat tamlaması biçimindeyse yüklem genellikle tekil olur. Örnek : Bu iki kafadar yine yola koyuldu(lar).
c) Sayı sıfatıyla kurulan tamlamalar özne olduklarında yüklem tekil olur.
Örnek:
İki adam seni arıyor(lar).
Sınıftan on kişi dışarı çıktı(lar).
d) Belgisiz zamirler özne olduklarında yüklem tekil olur.
Örnek:
Hepsi seni sormaya gelmiş(ler).
Bazıları balık sevmez(ler).
e) Mecaz-ı mürsel yoluyla oluşan topluluk adları, özne olduklarında yüklem tekil olur. Örnek:
Gol atılınca stad ayağa kalktı(lar).
Kasaba yollara döküldü(ler).
f) İnsanlar için özne çoğul olduğunda yüklem tekil de çoğul da olabilir.
Örnek:
Öğrenciler sınıfta ders dinliyorlar.
Öğrenciler, ders bitince evlerine gitti.
g) Cümlede birden çok özne varsa yüklem de çoğul olur.
Örnek:
A. Muhip Dranas da Cahit Sıtkı da Fransız şiirini örnek aldıklarını kabul etmezler.
UYARI : Belgisiz sıfatların tamlayan olarak kullanıldığı sıfat tamlamaları özne olduğunda yüklem tekil de çoğul a olabilir.
Örnek:
Kimi insanlar böyle düşünmez.
Kimi insanlar böyle düşünmezler.
Cansız varlıklar kişileştirilip özne görevinde kullanıldıklarında ve çoğul olduklarında yüklem tekil de çoğul da olabilir.
Örnek:
Dağlar, doğan güne karşı hatalarını düşünüyorlar.
Nehirler burada şarkılar söylüyordu.
§ Kişi Yönünden Uygunluk:
a) İkinci ve üçüncü kişiler özne olursa bunların yüklemleri ikinci çoğul kişi olur.
Örnek:
Sen ve Ahmet beni dışarıda bekleyin.
b) Özne birinci ve ikinci kişi ya da birinci ve üçüncü kişiyse yüklem birinci çoğul olur.
Örnek:
O da ben de seni bekledik.
O konuya sen ve ben çalışacağız.
c) Özne birinci, ikinci ve üçüncü kişiyse yüklem birinci çoğul olur.
Örnek:
Oraya ben, sen ve Ahmet gideceğiz.
Yardımcı Öğeler
Nesne (Düz Tümleç)
Öznenin yaptığı eylemden etkilenen varlık ya da nesnedir. Nesne, cümledeki kullanımına göre ikiye ayrılır :
Belirtili Nesne
Öznenin yaptığı işten etkilenen öğe adın “i” (gösterme, belirtme) durumuyla çekimlenirse belirtili nesne görevi yapar.
Belirtili nesneyi bulabilmek için yükleme “Kimi? Neyi? Kimleri? Neleri?” sorularından uygun olan biri yöneltilir.
Örnek:
Çocuğun elindeki minik siyah köpeği hepimiz sevmiştik. (Neyi?)
Belirtili Nesne
Bu işin peşinde olduğunu biliyorum, saklama. (Neyi?)
Belirtili Nesne
Seni de onu da yakından tanıyoruz. (Kimi?)
Belirtili nesne
Belirtisiz Nesne
Öznenin yaptığı eylemden etkilenen öğe, ad durum eklerinden biriyle çekime girmişse cümle içinde belirtisiz nesne görevi yapar.
Belirtisiz nesneyi bulmak için yükleme “Ne?, Neler?” sorusu yöneltilir.
Örnek:
Ona her zaman bir kucak dolusu çiçek götürürdüm. (Ne?)
Her gece, Kırmızı Başlıklı Kız adında bir masal anlatırdı.
Belirtisiz Nesne
Nesnenin Özellikleri
a) Nesne, yalnızca yükleminde eylem olan cümlelerde bulunur. Yükleminde ad ve ad soylu sözcüklerin bulunduğu cümlelerde nesne olmaz.
Örnek:
Bu adam, sorduğum tüm soruları yanıtsız bıraktı.
Nesne Eylem
b) Nesne, tek sözcük olabildiği gibi sözcük grubu da olabilir.
Örnek:
Kalemleri, defterleri, kitapları, üst üste yığdı.
Nesne Öbeği
c) Bazı cümlelerde ara söz, nesneyi açıklamak için kullanılır. Buna açıklamalı nesne denir. Bu söz, nesneyle birlikte tek öğe olarak değerlendirilir.
Örnek:
Babamı, o büyük insanı, bir daha görmeyecektim.
Nesne Açıklamalı Nesne
Yaşlı kadın, çocuğu – o kuru, sıska vücudu – son bir kez kucakladı.
Nesne Açıklamalı Nesne
d) Kimi bileşik cümlelerde birden çok çekimli eylemin ya da eylemsinin anlamını tek nesne tamamlayabilir, buna ortak nesne denir.
Örnek:
Kitabı eline aldı, bir süre okudu, sonra yerine koydu.
(Kitabı belirtili nesnesi aldı, okudu, koydu eylemlerinin ortak nesnesidir.)
e) Eylemsiler ve eylemsilerin de yer aldığı çeşitli söz grupları cümlede nesne görevi yapar.
Örnek:
Yan Cümle Temel Cümle
Onun buraya gelişini / görmedim.
Belirtili Nesne Yüklem
Yan Cümle Temel Cümle
Ders çalışmayı / istemiyor.
Belirtili Nesne Yüklem
Dolaylı Tümleç: -e, -de, -den
Kime? > Bunu bir de babama soralım.
-e durum eki
Yönelme
Neye? > Çocuk bir süre kitaba baktı.
Nereye? > Okula dilekçe verdim?
Kimde? > Ahmet’te aynısından var.
-de durum eki
Bulunma
Neyde? > Yazıyı kitapta görmüş.
Nerede? > Onu geçen gün sokakta gördüm.
Kimden? > Dedemden bütün aile çekinirdi.
-den durum eki
Çıkma
Neyden? > Şekerden böcek çıktı.
Nereden? > Uzaktan bir ses duyuldu.
Dolaylı Tümlecin Özellikleri
a) “e, de, den” durumuyla çekimlenen sözcükler, eylemi zaman değil, durum yönünden etkilerse dolaylı tümleç olmaz. Zarf tümleci veya edat tümleci görevinde bulunur.
Örnek:
Sabaha orada oluruz (Ne zaman?)
Zarf tümleci
Altı yaşında okuma öğrendi. (Ne zaman?)
Zarf Tümleci
Sabaha kadar ders çalıştık. (Ne zamana kadar?)
Edat Tümleci
b) Kimi cümlelerde ara söz, dolaylı tümleci açıklamak amacıyla kullanılır ve açıklamalı dolaylı tümleç meydana gelir.
Örnek:
Memleketine, özlemini çektiği o yerlere, dönüyordu.
Dolaylı Tümleç Dolaylı tümlecin açıklayıcısı Yüklem
c) Sıralı cümlelerde dolaylı tümleç, birden çok cümlenin ortak öğesi olabilir. Buna ortak dolaylı tümleç denir.
Örnek:
Ona çok kızıyor, her gördüğü yerde bağırıyordu.
Ona çok kızıyor.
Ona her gördüğü yerde bağırıyordu.
d) Eylemsiler ve eylemsilerin de yer aldığı çeşitli söz grupları cümlede dolaylı tümleç görevi yapar.
Örnek:
Yan Cümle Temel Cümle
Ondan duyduklarına / inanamayacaksın.
Dolaylı Tümleç Yüklem
Yan Cümle Temel Cümle
Buraya geldiğine / bin pişman oldu.
Dolaylı tümleç Yüklem
Uyarı: Dolaylı tümleci bulmak için soruları “Neyden?” sorusu ile zarf tümlecinin sorusu olan “Neden?” sorusu birbirine karıştırılmamalıdır.
Örnek:
Bu düşünceleri okuduğu kitaplardan edinmiş. (Neyden?)
Sıkıntıdan ne yapacağını şaşırmış. (Neden?)
Yukarıdaki birinci cümlede “Neyden” sorusuna yanıt veren ve cümleye içinden anlamı katan “okuduğu kitaplardan” söz grubu cümlede dolaylı tümleç görevinde bulunurken, ikinci cümlede şaşırma nedeni olan “sıkıntı” sözcüğü, eylemin nedenini bildirdiği ve “Neden?” sorusuna yanıt verdiği için cümlede zarf tümleci görevi yapmaktadır.
Zarf (Belirteç) Tümleci
Yüklemi zaman, durum, miktar, ölçü, yer yön ve soru yönünden gösteren sözcük ya da sözcük öbekleri cümle içinde zarf tümleci görevi yapar.
§ Yükleme yöneltilen “Nasıl?” sorusu durum zarfı tümleciyle ilgilidir.
Örnek:
İnsan düşündüklerini açıkça söyleyebilir. (Nasıl söyleyebilir?)
Damlaya damlaya göl olur. (Nasıl göl olur?)
Olanları ağlaya sızlaya anlattı. (Nasıl anlattı?)
§ Yükleme yöneltilen “Ne zaman?” sorusu, zaman zarfı tümleciyle ilgilidir.
Örnek:
O acılı haberi duyunca çok üzülmüştü. (Ne zaman üzülmüştü?)
Tren on beş dakika sonra burada olur. (Ne zaman burada olur?)
Gelecek ay yeni bir araba alalım. (Ne zaman alalım?)
§ Yükleme yöneltilen “Ne yöne? Ne taraf?” soruları yer-yön zarf tümleciyle ilgilidir.
Örnek:
Biraz bekleyip aşağı indim. (Ne yöne?)
Az önce dışarı çıktı. (Ne tarafa?)
Korkudan bir adım geri çekildim. (Ne yöne?)
§ Yükleme yöneltilen “Ne kadar? Kaç tane?” soruları azlık-çokluk zarf tümleciyle ilgilidir.
Örnek:
Onu bir saat daha bekleyelim. (Ne kadar bekleyelim?)
Bugün bırak, yeterince çalıştın. (Ne kadar çalıştın?)
Çocuk ablasından biraz daha çalışkandı. (Ne kadar çalışkandı?)
§ Soru zarfı tümleci, yüklemi durum, zaman, yer-yön, miktar, ölçü olarak soru biçiminde etkiler.
Örnek:
Nasıl dayanırım sensizliğe nasıl?
Neden yapmadın söylediklerimi?
Niye bakıp duruyorsun yüzüme?
UYARI : Yer-yön bildiren sözcükler ad durum ekleriyle çekimlenirse zarf tümleci değil, nesne ya da dolaylı tümleç görevi yapar.
Örnek:
Bir de aşağıyı temizle. (Neyi?)
Belirtili nesne
Sizi içeride bekliyor. (Nerede?)
Dolaylı tümleç
Yukardan gürültü geliyor. (Nerden?)
Dolaylı tümleç
Zarf Tümlecinin Özellikleri
a) Ara söz, kimi cümlelerde zarf tümlecini açıklamak amacıyla kullanılır ve açıklamalı zarf tümleci meydan gelir.
Örnek:
Önümüzdeki hafta, Pazartesi günü, yeni bir sınav var.
Zarf Tümleci Zarf tümlecinin açıklayıcısı Yüklem
b) Bağ eylemlerin yer aldığı çeşitli söz grupları cümlede zarf tümleci görevi yapar.
Örnek:
Yan Cümle Temel cümle
Eve uğrayıp / eşyalarımı alacağım.
Zarf Tümleci Yüklem
Yan Cümle Temel cümle
Düşünmeden / hareket etme.
Zarf tümleci Yüklem.
c) Sıralı cümlelerde zarf tümleci birden çok cümlenin ortak öğesi olarak kullanılabilir ve ortak zarf tümleci meydana gelir.
Örnek:
Sana her zaman güvendim, inandım.
Sana her zaman güvendim.
Sana her zaman inandım.
d) Bir cümlede aynı veya ayrı türden birden fazla zarf bulunabilir. Aynı türden olan aynı soruya yanıt veren zarfların tümü aynı öğe olarak alınır. Ancak sorular farklı olduğu sürece bunlar ayrı ayrı değerlendirilip ayrı zarf tümleçleri oluşturur.
Örnek:
Görmeden, bilmeden, vermeden akıyorsun.
Zarf tümleci (Nasıl?)
Ertesi sabah, dinlenmiş bir biçimde güverteye geldi.
Zarf tümleci (Ne zaman?) Zarf tümleci (Nasıl?)
UYARI: Sıralı cümlelerde ortak kullanılan zarf tümleci ilk yükleme uygunken, diğer yükleme uymayabilir. Bu anlatım bozukluğu zarf tümleci eksikliği olarak değerlendirilir. Örnek:
Annem hiçbir zaman kendini düşünmedi, bizim mutluluğumuz için çalıştı.
Annem hiçbir zaman kendini düşünmedi; her zaman bizim mutluluğumuz için çalıştı.
Edat Tümleci
Cümleye amaç – sonuç, özgürlük, benzerlik, eşitlik, birliktelik, araç anlamı katan ya da sözcük öbekleri cümle içinde edat tümleci görevi yapar.
Örnek:
Gemiler, güneye doğru yöneldi. (Nereye doğru?) (yön)
Babama göre çalışan kazanır. (Kime göre?) (görelik)
Rahat uyumak için ılık bir duş aldı. (Niçin?) (amaç)
Çocuk, elindeki küçük kovayla su taşıyor. (Neyle?) (araç)
Okula annesiyle gidecekmiş. (Kimle?) (birliktelik)
Sen gelinceye kadar işleri bitiririm. (Ne zamana kadar?) (zaman)
Öğelerle ilgili Uyarılar
Öğe Vurgulaması
Cümlede, yüklemden hemen önce gelen öğe, kullanıldığı yere göre en çok vurgulanan öğedir.
Örnek:
Ayşe, yazdığı cümleyi arkadaşına yüksek sesle okudu.
Ayşe, yazdığı cümleyi yüksek sesle arkadaşına okudu.
Ayşe, arkadaşına yüksek sesle yazdığı cümleyi okudu.
Arkadaşına, yazdığı cümleyi yüksek sesle Ayşe okudu.
Soru edatı “mi” cümlede hangi öğeden sonra kullanılırsa o öğeyi vurgulamış ve o öğeyi buldurmaya yönelik kullanılmış olur.
Örnek:
Bütün bunları sana Ayşe mi söyledi?
Ayşe, sana bütün bunları mı söyledi?
Ayşe, bütün bunları sana mı söyledi?
Ayşe, bütün bunları sana söyledi mi?
Cümlede kullanılan soru sözcükleri herhangi bir öğeyi buldurmaya yönelik olabilir.
Örnek:
Bu kitabı benden sonra kim okumak ister? (Soru, özneyi buldurmaya yönelik)
Bu eteğin üstüne ne giyeceksin? (Soru, belirtisiz nesneyi buldurmaya yönelik)
Bu soruyu nasıl çözdün? (Soru, zarf tümlecini buldurmaya yönelik)
Dün akşam nereden geliyordun? (Soru, dolaylı tümleci buldurmaya yönelik)
Yerleri neyle sildin? (Soru, edat tümlecini buldurmaya yönelik)
Bugün kimi gördün? (Soru, belirtili nesneyi buldurmaya yönelik)
Öğe Çözümlemesinde Dikkat Edilecek Noktalar
§ Bir cümlede önce yüklem bulunmalı, yüklem bulunduktan sonra yükleme yöneltilen sorularla özne ve diğer öğeler tespit edilmelidir.
§ Yükleme, doğru sorular yöneltilmelidir; çünkü yanlış sorular yanlış sonuçlar doğurur.
§ Cümle, öğelerine ayrılırken hiçbir sözcük ve sözcük grubu açıkta kalmamalı, hepsi yüklemle bir bağlantı kurarak bir öğe değeri kazanmalıdır. Yalnızca bağlaçlar bu kuralın dışında kalabilir.
§ Bağlaçlar, cümle içinde tek başlarına herhangi bir öğe olamazlar. Ancak bağlandıkları bir söz grubu içinde görev kazanma özellikleri vardır.
§ Bir cümle öğelerine ayrılırken, belirli söz gruplarının (deyimler, ikilemeler, tamlamalar, bileşik eylemler) kalıp olduğu ve cümlede tek öğe olarak değerlendirilmesi gerektiği dikkate alınmalıdır.
§ Bazı cümlelerde aynı öğe olan dil birliklerinin arasına başka söz grupları da girebilir. Bu durumda dil birliği bozulur ve aradaki söz grubu farklı bir öğeyi oluşturabilir.
Örnek:
Babamın çarşıda böyle küçük bir dükkanı vardı.
Dolaylı Tümleç
§ Ara cümleler, asıl cümlelerin herhangi bir öğesi olamayacakları için cümle öğelerine ayrılırken farklı değerlendirme yapılmalıdır.
Örnek:
Hızlı hızlı yürüyordu, çünkü yağmur yağıyordu, avluyu geçip fakülteye girdi.
Ara cümle
§ Ara sözler, asıl öğe ile birlikte değerlendirilmeli, ikisi de aynı öğe öbeği sayılmalıdır.
Örnek:
Aşağıları, kayaların diplerini, iyice araştırmalı