Egitim Sitesi (Sbs,Öss,Kpss) Öncesi Hazırlık Sitesi

Üye Olarak Hiç Bir Şey Kaybetmessiniz. Sadece Daha İyi Hizmet Alırsınız. Tr-Egitim.Forum

Join the forum, it's quick and easy

Egitim Sitesi (Sbs,Öss,Kpss) Öncesi Hazırlık Sitesi

Üye Olarak Hiç Bir Şey Kaybetmessiniz. Sadece Daha İyi Hizmet Alırsınız. Tr-Egitim.Forum

Egitim Sitesi (Sbs,Öss,Kpss) Öncesi Hazırlık Sitesi

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


    Rüzgar Enerjisi

    avatar
    ZikZaq15
    Ögrenci
    Ögrenci


    Mesaj Sayısı : 32
    Paylaşım Gücü : 24940
    Üye Rep Gücü : 10

    Rüzgar Enerjisi Empty Rüzgar Enerjisi

    Mesaj tarafından ZikZaq15 Çarş. Ekim 06, 2010 6:53 pm

    Rüzgar Enerjisi


    Tanımı ve Uygulama Alanları
    Rüzgar enerjisinin, güneş enerjisinin dolaylı bir şekli olduğunu düşünürmüydünüz ? Evet öyle, çünkü güneş enerjisinin karaları, denizleri ve atmosferi her yerde aynı ısıtamaması nedeniyle oluşan sıcaklık ve basınç farkları rüzgarı yaratmaktadır.
    Rüzgar yüzyıllarca teknelerin yelkenlerini şişirmek, tarımsal ürünleri öğütmek ve su pompalamak gibi amaçlarla kullanılmıştır. Ancak bugün insanoğlu rüzgar enerjisinden elektrik üretmektedir. İnsanlık, yeldeğirmenlerinden, modern rüzgar santrallerine uzanan teknolojik bir süreç yaşamıştır. Yıllar önce kullanılan yeldeğirmenlerinde, rüzgar estikçe dönen pek çok kanat bulunmaktaydı, bugünün rüzgar türbinlerinde ise yalnızca iki veya üç kanat bulunmaktadır. Bu kanatlar, yeldeğirmenlerinde görüldüğünden çok daha uzun 25 m.'ye kadar olabilmektedir.
    Kanatlar, buhar türbinlerine çok benzer olarak, elektriği üreten jeneratörü çalıştırır. Kanatların daha uzun olması ve rüzgar şiddetinin artması türbinin elektrik üretimini artırır. Rüzgar türbinleri çevredeki engellerin rüzgarı kesemeyeceği yükseklikte bir kule üzerine yerleştirilirler. Zira rüzgar hızı hem yükseklikle artmakta, hem de daha az değişken olmaktadır.
    Daha çok elektrik üretmek için türbinlerin rüzgar hızının sabit olduğu alanlarda kurulması uygundur ve bu nedenle de dünyada pek çok yer elverişli değildir. Rüzgar şiddeti 7 sınıfa ayrılmaktadır. Bunlardan 7. sınıfdaki rüzgarla son derece kuvvetli, 2. sınıfdakiler ise bir esinti şeklindedir. Elektrik üreten türbinler için ise 4.sınfdaki rüzgarların (ki bu yıllık ortalama rüzgar şiddetinin 19.2 km/saat olduğu) uygun olduğu kabul edilmektedir.
    Rüzgar enerjisi üretiminde, 1600 megawattan daha fazla bir kapasiteye sahip Amerika, dünyada lider durumundadır. Ancak Batı Avrupa'da bu farkı çok hızlı bir şekilde kapatmaktadır. Amerika her yıl 3 milyon kw/saat elektrik üretmektedir ki bu yaklaşık 1 milyon kişinin senelik ihtiyacına cevap vermektedir. Bu miktarın %90'ından daha fazlası üç büyük rüzgar çiftliğinde üretilmektedir.
    !!!!!!!!!!! Rüzgar Enerjisi - Kuşaklar Boyu Temiz Güç
    Rüzgar enerjisi aslında yeni değildir – 2000 yıl önce su ve rüzgar değirmenleri dünyanın ilk endüstrilerine güç sağlamıştır. Günümüzde, yeni teknoloji ve yeni malzemelerle, rüzgar türbinleri bizlerin aydınlatma, ısıtma, soğutucular ve diğer ev aletleri için gerek duyduğumuz en temiz elektriği üretmek için kullanılmaktadır. Rüzgar enerjisinin kanıtlanmış bir başarısı vardır ve kullanımı artmaktadır. Halen dünyada 20 000 ’in üzerinde türbin elektrik üretmektedir. Bunların birçoğu, rüzgar çiftlikleri denen, belli bir kapasitede elektrik üreten rüzgar türbin grupları olarak çalışmaktadır.
    !!!!!! RÜZGAR VE DİĞER YAKITLARIN KARŞILAŞTIRMALI MALİYETİ
    TÜRKİYE’DE VE DÜNYA’DA NEDEN RÜZGAR ENERJİSİ KULLANILMALIDIR?
    · Rüzgar enerjisi boldur. Toplam elektrik enerjisi tüketiminin Türkiye’de en az iki mislinin rüzgardan sağlanabileceğini bilim adamları öngörmektedir.

    · Rüzgar yerlidir. Petrol ve doğal gazdan farklı olarak rüzgar enerjisinin ithal edilmesi gerekmemektedir ve dış ülkelere olan bağımlılığın azaltılmasına yardımcı olmaktadır.

    · Rüzgar tükenmezdir. Fosil yakıtlardan veya uranyumdan farklı olarak, rüzgar enerjisi yenilenebilir olup gelecek nesillerin doğum haklarını azaltmadan kullanılabilmektedir.

    · Rüzgar temizdir. Sera gazı emisyonlarını önlemenin ötesinde rüzgar enerjisinden yararlanmak civa, kükürt dioksit, ve azot oksitler gibi diğer zararlı fosil yakıt kirleticileri önler havamızı ve suyumuzu daha temiz ve daha sağlıklı yapar.
    !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!! 8.2 Rüzgar Enerjisi- Ekonomik Olduğunu Kanıtlamıştır
    Rüzgardan elektrik üretimi yeni bir endüstridir. Avrupa’da 15 yıl önce hiç bir ticari rüzgar gücü bulunmamaktaydı. Rüzgar gücünün çevresel yararları gözönüne alınmadan bile bazı ülkelerde rüzgar enerjisi daha şimdiden fosil ve nükleer güç ile rekabet edebilmektedir. Geleneksel güç santrallarından elde edilen elektriğin maliyeti genelde çevresel etkilerini (asit yağmurları, petrol sızıntılarının temizlenmesi, iklim değişikliğinin etkileri) tümüyle hesaba katmamaktadır.
    Rüzgar enerjisi üretimi maliyetin azalması ve verimliliği artması şeklinde iyileşmeye devam etmektedir. Rüzgar enerjisinden elde edilen elektriğin maliyeti kWh başına 5-8 ECU olup bu maliyetin 4 ECU ya kadar düşmesi beklenmektedir. Rüzgar enerjisi projelerinin tesis edilmesi kolay olup bakımı da ucuzdur. Arazi sahibi çiftçilere ödenen kira bedelleri kırsal alanlarda önemli bir ek gelir sağlamaktadır. Inşaat çalışmaları çoğu kez yöredeki işgücünü seferber eden yerel şirketlerce gerçekleştirimekte, ve bakım işleri için uzun dönemli iş olanakları yaratılmaktadır. Rüzgar enerjisi hızlı büyüyen, dünya çapında bir endüstridir. Dünya çapında yaklaşık 60 imalatçı bulunmaktadır ve bunun çoğu Avrupalıdır.
    Avrupa Bankalarının en az 10 tanesi ve kamu hizmet şirketlerinin en az 20 tanesi rüzgar enerjisine yatırım yapmaktadır. Danimarkada 100 000 den fazla birey kişisel yatırımlarını rüzgar enerjisine yapmaktadır.
    Rüzgar endüstrisi aynı zamanda önemli bir işverendir. Danimarka Rüzgar Türbinleri Imalatçıları Birliği tarafından yapılan son bir çalışma Danimarka rüzgar endüstrisinin 8500 Danimarkalıya iş sağladığını ve 4000 kişiye de Danimarka dışında çalışma imkanı verdiğini göstermektedir. Danimarka Rüzgar Endüstrisi şu an balıkçılık endüstrisinden daha fazla işçi çalıştırmaktadır. Avrupa’da rüzgar endüstrisinin yarattığı toplam iş sayısının 20 000’i aştığı tahmin edilmektedir.
    8.4 Rüzgar Kaynakları ve Elektrik Talebi
    Bir dizi bilimsel değerlendirme dünyadaki rüzgar kaynaklarının son derece büyük ve 6 kıtaya yayılmış olduğunu göstermiştir. Bugün dünyadaki mevcut toplam teknik olarak işe koşulabilir rüzgar kaynağı yılda 53 000 Terawatt saattir ve bu dünyanın 1998 deki toplam elektrik tüketiminin yaklaşık 4 katıdır.
    Dünyadaki rüzgar kaynakları hiç bir zaman elektrik üretimi için rüzgar gücü kullanımını sınırlayan bir faktör olmayacaktır. 2020 yılına kadar dünya elektriğinin %10 unu rüzgar gücüyle sağlansa bile rüzgar potansiyelinin çoğu hala kullanılamamış olacaktır.
    Avrupa yoğun bir rüzgar kaynağına sahip olduğu için şanşlıdır. Avrupa’da, gelecek yüzyılın ilk yıllarında gerçekleşmesi beklenen, deniz üstü alanların geliştirilmesi elektrik talebinin karşılanmasında ek potansiyel sağlayacaktır. Teorik olarak rüzgar enerjisi tüm Avrupa’nın elektrik ihtiyacını sağlayabilecektir. Teknik kısıtlamalar nedeniyle rüzgar enerjisinin Avrupa’nın elektrik talebinin %20 sini karşılamak üzere kullanılması anlamlıdır. Pek çok Avrupa ülkesindeki çalışmalar, elektrik şebekesinin işleyiş ve yapısında herhangi bir değişiklik yapmadan, elektrik talebinin % 10-20 sinin rüzgar türbinleri ile karşılanabileceğini göstermiştir. Avrupa’da karada ve deniz üzerindeki kombine rüzgar potansiyeli 2020 yılı için öngörülen elektrik talebinin % 20 sinden fazlasını karşılamaya yetecektir.Özellikle deniz üstü projeler için iyileştirilmiş teknoloji ve daha ucuza malolan temeller bu yüzdeyi önemli ölçüde artırabilecektir.
    Uluslararası Enerji Ajansı eski tas eski hamam senaryolarla dünyanın 2020 yılına kadar elektrik tüketimini iki misli artıracağını öngörmektedir. Elektriğe olan gelecekteki talep artışı, 20 yılda dünyanın elektrik talebinin % 10 unu karşılamayı hedefleyen, rüzgar gücünün yılda 2500-3000 Terawatt saatlik elektrik enerjisi üretmesi gerektiği anlamına gelmektedir.
    in hakça erişim sağlanması teknolojinin sürekli
    1111111111111Günümüzün ve geleceğimizin ekmek kadar su kadar önemli bir gereği; enerji. Son yıllarda artan dünya nüfusu, modern hayatın getirdiği yenilikler, teknolojinin gelişimi ile birlikte üretilen enerjinin kullanılacağı yeni alanların ortaya çıkması, enerjiye olan bağımlılığımızı ve ihtiyacımızı arttırken, bizleri yeni, temiz enerji kaynakları bulmaya itmektedir.
    Günümüzün başlıca enerji kaynaklarından olan fosil yakıtların 1996 yılı rakamlarına göre rezerv durumları incelendiğinde, kömür 235 yıl, petrol 43 yıl, doğal gaz 66 yıl sonra tükenecektir. Yıllar geçtikçe yeni rezervler bulunmakta veya teknolojinin gelişmesiyle eskiden ekonomik olmayan kaynaklar da buna katılmaktadır. Fakat şu anda tüketim hızı Dünya’da doğal fosil oluşum hızının 300 000 katıdır. Diğer bir deyişle bir günde bin yıllık oluşumu tüketiyoruz. Bu gidişle rezervlerin tükenmesi kaçınılmazdır. Bu durumda aklımıza gelen yeni enerji kaynakları; yenilenebilir olanlar ve nükleer enerjidir. Nükleer enerjinin ise dünyada ve ülkemizde kullanımı konusunda tam bir güven olmaması ve geçmişte yaşanan nükleer kazalar, yenilenebilir olan enerji kaynaklarını ön plana çıkarmıştır.
    Yenilenebilir enerji kaynakları dendiğinde ilk düşünülenler: Güneş, rüzgar, dalga enerjisidir. Bu yazımızın konusu olan rüzgar enerjisi, günümüzün yenilenebilir enerji kaynaklarının en çok gelecek vaat edenlerinden birisidir. Rüzgar enerjisinin kaynağı güneştir. Rüzgar denilen hava akımları, güneşin yeryüzünü ve atmosferi homojen ısıtmamasından kaynaklanan basınç ve sıcaklık farklarından doğmaktadır.
    Rüzgar; hızı, yönü ve esme-saat sayısı gibi özellikleri ile etkili olan bir iklim elemanıdır. Rüzgar enerjisini ortaya koyan ve önemli faktör, yükseklikle orantılı olarak değişen hızıdır. Rüzgardan yararlanmayı sağlayan kinetik enerjisi ise; rüzgarın hızının, havanın özgül kütlesinin, rüzgarın tutulacağı rotor alanının, rotorun bulunduğu yüksekliğin fonksiyonu olmakta ve hızının üçüncü dereceden kuvveti ile orantılı olarak değişmektedir.

    Rüzgarın enerji üretiminde kullanımı, 1970’li yıllardaki petrol krizinden sonra başlamıştır. 1980-1985 yıllarında Amerika’da toplam 1580 MW güce sahip rüzgar çiftlikleri kurulmuştur. Kurulu güç değeri 1998 sonu itibariyle 1946 MW’a ulaşmıştır. Avrupa’da, Danimarka, Hollanda ve Almanya’da kurulmaya başlanan rüzgar çiftlikleri hızla gelişmiş, 1991 yılında yeniden düzenlenen enerji kanunu ile Almanya rüzgar enerjisinde 1. sıraya çıkmıştır. Dünya’da kurulu gücün %60’ı Avrupa’da, %20’si Amerika’dadır. 1998 yılında eklenen 2100 MW’lık kapasite ile dünyadaki kurulu rüzgar gücü 9.600 MW’a ulaşmıştır.
    Bugün, Dünya üzerinde en büyük kurulu güç 6469 MW ile Avrupa’da yer alıyor. Kuzey Amerika 2035 MW ile ikinci, Asya 1194 MW ile üçüncü sırada yer alıyor. Avrupa’da en büyük kurulu güç ise 2875 MW ile Almanya ve arkasından 1450 MW ile Danimarka ve 834 MW ile İspanya’dır.
    Tablo 1’de incelendiğinde Türkiye’nin kurulu gücünün 9 MW olduğu görülmektedir
    Rüzgar Türbinleri Nasıl Çalışır ?
    Rüzgar türbinleri, bir rotor, bir güç şaftı ve rüzgarın kinetik enerjisini elektrik enerjisine çevirecek bir jenaratör kullanırlar. Rüzgar rotordan geçerken, aerodinamik bir kaldırma gücü oluşturur ve rotoru döndürür. Bu dönel hareket jeneratörü hareket ettirir ve elektrik üretir. Türbinlerde ayrıca, dönme oranını ayarlayacak ve kanatların hareketini durduracak bir rotor kontrolü bulunur. Rüzgar şiddeti yükseklikle arttığı için rüzgar türbinleri kule tepelerine yerleştirilir.
    Rüzgar Türbinlerinin Tipleri :
    İki temel rüzgar türbin sistemi vardır.

    Yatay Eksenli Sistemler
    Düşey Eksenli Sistemler
    Avantajları
    Rüzgar enerjisi kirlilik yaratmayan ve çevreye çok az zarar veren yenilenebilir bir enerji kaynağıdır. Yeryüzünde %95 gibi bir alanda rüzgar enerjisi elde edilebilir ve bu alanlarda ayni zamanda ziraat, ormancılık gibi faaliyetler de sürdürülebilir. Evsel kullanım için iyi bir alternatif enerji kaynağıdır.
    Dezavantajları
    Türbinlerin sesli çalışmaları, yakın çevrelerinde yaşayan insanlar için rahatsız edicidir. Bu nedenle yerleşim merkezlerinden ve hassas vahşi yaşam alanlarından uzakta kurulmaları gerekmektedir. Bölgesel olarak değişmekle birlikte, genelde düşük verimlidir (%30).
    RÜZGAR ENERJİSİ: indirekt yani çevrime uğramış bir güneş enerjisi olarak tanımlanabilir ( TUBİTAK-TTGV,1998 ) Rüzgardan elde edilecek enerji tamamen rüzgarın hızına ve esme süresine bağlıdır.

    AVANTAJLAR DEZAVANTAJLAR
    Kararlı, güvenilir, sürekli bir kaynaktır. Türbin için Geniş alanlar isteyebilirler Tek bir türbin için 700-1000 m2/MW. Rüzgar tarlalarının birim güç başına toplam gereksinimi ise 150-200 katı kadardır. Türbinlerin kapladığı alan bunun %1-1.2 kadar olduğundan bu alanlar yinede tarım amaçlı kullanılabilir.
    Dışa bağımlı değildir Görsel ve estetik olarak olumsuzdur. Gürültülüdürler ve kuş ölümlerine neden olur,radyo ve TV alıcılarında parazitlenme yaparlar Bu nedenle İngiltere başta olmak üzere bir çok Avrupa ülkesinde büyük rüzgar türbinlerinin yarattığı çevre sorunları nedeniyle milli park alanlarının sınırları içine ve çok yakınlarına kurulması yasaklanmıştır.
    Gelişen teknoloji ile birlikte enerji birim maliyetleri düşmektedir.
    Ülkemizin geneli olmasa da rüzgar enerjisi yönünden zengin sayılan yerleri mevcuttur. Dünyada ise 1990 yılında kurulu rüzgar santralları gücü 2160 MW iken bu rakam 1994 de 3738 MW, 1995 de 4843 MW, 1996 yılında ise 6097 MW ( 1997, Wind Power Raporu) olmuştur. Burada dikkat edilirse özellikle son yıllarda rüzgar enerji santrallarında gözle görülür bir artış trendi olmasıdır.
    Rüzgar enerjisi her ne kadar kaynağı doğa olsa bile bedava bir enerji değildir. Bu enerjinin temel hammaddesi olan rüzgar her ne kadar parayla alınmasa bile rüzgarın taşıdığı enerjinin tutularak enerjiye dönüştürülmesi için bir maliyet gerekir. ABD ‘de 750 Dolar/kW olan maliyet Avrupa'da 1400 Dolar /kW olabilmektedir. Ekonomik olması için 1000 Dolar/ kW olması gerekmektedir. Denizlere kurulan rüzgar türbünleri ise karadakilere oranla iki kat pahalıya mal olmaktadır. Gelişen teknoloji ile bu rakamların yakın bir gelecekte çok daha aşağılara çekilmesi beklenmektedir.

    RÜZGAR ENERJİSİ VE İKLİM DEĞİŞİMİ

    atmosfere saldığı sera gazları ile iklim değişikliğine en çok katkıda bulunan ülkelerden olan ABD sera gazı emisyonlarını 2008-2012 yıllarına kadar 1990 yılındaki seviyelerine indirmek durumundadır. Yapılan öngörümler göre sadece elektrik üretim sektöründe 2010 yılında 1 milyar ton karbondioksit (CO2) fazlası bulunduğunu göstermektedir. Türkiye’de olduğu gibi rüzgar ABD’ de de temiz, bolca bulunan ve CO2 emisyonuna neden olmayan bir kaynaktır. Politik bir destek bulunduğunda, rüzgar enerjisi hızla üretime geçerek kömürden kaynaklanan emisyonları ortadan kaldırıp elektrik üretim sektörünün 2010 yılındaki sorumluluklarını yerine getirmesine katkıda bulunabilir. Amerikan Rüzgar Enerjisi Birliği ABD’nin toplam rüzgar enerjisi kapasitesinin 2010 yılında 30 000 MW olacağını ve yılda 105 milyar kWh üreteceğini öngörmektedir. Bu 10 milyon evin enerji gereksiniminin karşılanması, CO2 emisyonlarının 100 milyon ton azaltılmasını sağlayacaktır.



    Amerikan Rüzgar Enerjisi Birliği 30 000 MW hedefine ulaşmak üzere 10 safhalı bir Stratejik Rüzgar Enerjisi Girişimi önermektedir.



    · Rüzgardan üretilen elektrik için 1.5 sent/kilowatt-saat olan mevcut rüzgar enerjisi üretim vergi kredisinin (ÜVK) 10 yıl daha uzatılması.

    · 2005 yılında % 5 ve 2010 yılında % 10 olan bir federal Yenilenebilir Kapasite Standardına federal elektrik sektörü yapılandırma yasasında yer verilmesi. Bu standart ABD’de üretilen tüm elektriğin oranı olarak yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretimi için bir “en az üretilmesi gereken miktarı” belirlemektedir.

    · Federal kuruluşlara zamanla artan bir yenilenebilir satın alma zorunluluğu getirilmesi. 2005 yılına kadar federal kuruluşların elektrik gereksinimlerinin %10’unu hidrolik dışı yenilenebilir kaynaklardan sağlamaları istenmelidir



    · Konutlar veya işyerlerinin kullanılan ufak rüzgar makinelerini satın alanlar için bir Ufak Türbin Yatırım Vergi Kredisi. Bu girişim ABD’de ufak türbinler için iç pazarı harekete geçirecek, cihaz üretim hacmini artıracak ve üretim maliyetlerini azaltacaktır.

    · Rüzgar enerjisi geliştirilmesi için yılda 60 milyon dolar harcama için federal taahhüt.

    · 1 MW veya daha düşük kapasiteli yenilenebilir enerji sistemleri için “Net Sayaçlama” (sayacın ters dönmesine izin verme)

    · Yenilenebilir enerjiyi elektrik şirketleri güç havuzlarında “alınmak zorunda” olunan kaynak durumuna getirmek.

    · Mevcut İhracat/İthalat Bankası programını güçlendirerek dünyadaki rüzgar geliştirmelerini daha etkin desteklemek.

    · Gelişmekte olan ülkelere çevresel tahribat yaratan kömür güç santralları yerine rüzgar projeleri kurmaları için teşvikler.

    · Yüksek kaliteli rüzgar konumlarının haritalara işlenmesine dönük küresel bir kaynak değerlendirme programı

    Kapsamlı bir iklim değişikliği politikasının vazgeçilmez parçası olması gereken bu girişim uygulandığında ABD nin sera gazı emisyonlarını azaltma hedeflerine ulaşmak ile kalmayacağı, aynı zamanda milyonlarca Amerikalı için daha sağlıklı hava ve su, 150 000 yeni iş olanağı ve rüzgar makinelerine dünyada oluşan talebi karşılamada ABD rüzgar türbin üreticilerini rekabette üstün bir konuma getireceği ortaya konulmuştur. Dünya Enerji Konseyi 2020 yılında dünyanın yeni rüzgar kapasitesinin 180 000 MW ile 474 000 MW olacağını öngörmüştür. Bu ise 150 milyar ile 400 milyar dolar değerinde bir iş kapasitesi demektir. ABD’nin bu alana yatırım yapmasının önemli olduğu belirtilmektedir.




    RÜZGAR ENERJİSİ VE İKLİM DEĞİŞİMİ

    atmosfere saldığı sera gazları ile iklim değişikliğine en çok katkıda bulunan ülkelerden olan ABD sera gazı emisyonlarını 2008-2012 yıllarına kadar 1990 yılındaki seviyelerine indirmek durumundadır. Yapılan öngörümler göre sadece elektrik üretim sektöründe 2010 yılında 1 milyar ton karbondioksit (CO2) fazlası bulunduğunu göstermektedir. Türkiye’de olduğu gibi rüzgar ABD’ de de temiz, bolca bulunan ve CO2 emisyonuna neden olmayan bir kaynaktır. Politik bir destek bulunduğunda, rüzgar enerjisi hızla üretime geçerek kömürden kaynaklanan emisyonları ortadan kaldırıp elektrik üretim sektörünün 2010 yılındaki sorumluluklarını yerine getirmesine katkıda bulunabilir. Amerikan Rüzgar Enerjisi Birliği ABD’nin toplam rüzgar enerjisi kapasitesinin 2010 yılında 30 000 MW olacağını ve yılda 105 milyar kWh üreteceğini öngörmektedir. Bu 10 milyon evin enerji gereksiniminin karşılanması, CO2 emisyonlarının 100 milyon ton azaltılmasını sağlayacaktır.



    Amerikan Rüzgar Enerjisi Birliği 30 000 MW hedefine ulaşmak üzere 10 safhalı bir Stratejik Rüzgar Enerjisi Girişimi önermektedir.



    · Rüzgardan üretilen elektrik için 1.5 sent/kilowatt-saat olan mevcut rüzgar enerjisi üretim vergi kredisinin (ÜVK) 10 yıl daha uzatılması.

    · 2005 yılında % 5 ve 2010 yılında % 10 olan bir federal Yenilenebilir Kapasite Standardına federal elektrik sektörü yapılandırma yasasında yer verilmesi. Bu standart ABD’de üretilen tüm elektriğin oranı olarak yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretimi için bir “en az üretilmesi gereken miktarı” belirlemektedir.

    · Federal kuruluşlara zamanla artan bir yenilenebilir satın alma zorunluluğu getirilmesi. 2005 yılına kadar federal kuruluşların elektrik gereksinimlerinin %10’unu hidrolik dışı yenilenebilir kaynaklardan sağlamaları istenmelidir



    · Konutlar veya işyerlerinin kullanılan ufak rüzgar makinelerini satın alanlar için bir Ufak Türbin Yatırım Vergi Kredisi. Bu girişim ABD’de ufak türbinler için iç pazarı harekete geçirecek, cihaz üretim hacmini artıracak ve üretim maliyetlerini azaltacaktır.

    · Rüzgar enerjisi geliştirilmesi için yılda 60 milyon dolar harcama için federal taahhüt.

    · 1 MW veya daha düşük kapasiteli yenilenebilir enerji sistemleri için “Net Sayaçlama” (sayacın ters dönmesine izin verme)

    · Yenilenebilir enerjiyi elektrik şirketleri güç havuzlarında “alınmak zorunda” olunan kaynak durumuna getirmek.

    · Mevcut İhracat/İthalat Bankası programını güçlendirerek dünyadaki rüzgar geliştirmelerini daha etkin desteklemek.

    · Gelişmekte olan ülkelere çevresel tahribat yaratan kömür güç santralları yerine rüzgar projeleri kurmaları için teşvikler.

    · Yüksek kaliteli rüzgar konumlarının haritalara işlenmesine dönük küresel bir kaynak değerlendirme programı



    Kapsamlı bir iklim değişikliği politikasının vazgeçilmez parçası olması gereken bu girişim uygulandığında ABD nin sera gazı emisyonlarını azaltma hedeflerine ulaşmak ile kalmayacağı, aynı zamanda milyonlarca Amerikalı için daha sağlıklı hava ve su, 150 000 yeni iş olanağı ve rüzgar makinelerine dünyada oluşan talebi karşılamada ABD rüzgar türbin üreticilerini rekabette üstün bir konuma getireceği ortaya konulmuştur. Dünya Enerji Konseyi 2020 yılında dünyanın yeni rüzgar kapasitesinin 180 000 MW ile 474 000 MW olacağını öngörmüştür. Bu ise 150 milyar ile 400 milyar dolar değerinde bir iş kapasitesi demektir. ABD’nin bu alana yatırım yapmasının önemli olduğu belirtilmektedir.
    8.5 Rüzgar Enerjisini Geliştirmenin Kısa Dönemli Üstünlükleri
    Ortalama bir sahada modern bir rüzgar türbini üç dört ay içerisinde imalatında kullanılan miktarda enerjiyi üretebilmektedir. Rüzgar çiftlikleri kolayca sökülebilmekte ve arazi kolayca eski haline getirilebilmektedir. Rüzgar türbinlerinin geri kazanılabilirlik oranı artmakta ve böylece hurda makinelerden daha çok enerji kurtarılabilmektedir.
    20 türbinden oluşan tipik bir rüzgar çiftliği yaklaşık 1km kare alan kaplar ama bu alanın sadece %1 ini kullanmaktadır. Geri kalan alanlar çiftlik için yada doğal alan olarak kullanılabilmektedir. Bunun gibi bir proje 6500 ila 10000 arasında evin elektrik gereksinimini karşılayabilmektedir.
    Rüzgar türbinleri karayolu trafiği, trenler, uçaklar yada inşaat faliyetleriyle karşılaştırıldığında rüzgar türbinleri çok düşük seviyede gürültü üretirler. Rüzgar çiftliğinin hemen yakınındaki bir ev, bir şelaleye 50 -100 mt. Uzaklıktaki bir evden daha az gürültü duyar. Rüzgar çiftliklerine en yakın evlerin dışında gürültü 50-100 metre Bu, tipik bir oturma odasının gürültülü atmosferinin hemen yandaki kütüphane yada dinlenme salonu gibi sessiz sakin bir yerden duyulması gibi bir sestir.

    8.6 Rüzgar Enerjisinin Gelişimi Nasıl Desteklenebilir?
    Rüzgar enerjisinin desteklenmesinin farklı biçimleri mevcuttur. Bunların arasında ençok kullanılanlar
    Ulusal ‘ARGE” programlarının genel kamu finansmanı
    Rüzgar türbinlerinin tesisine doğrudan yatırım sübvansiyonları
    İngiliz NFFO ( Fosil Dışı Yakıt Zorunluluğu) benzeri ihale süreçleri
    Kamu şebekesine verilen elektriğin karşılığında sabit bir fiyat ödenmesi

    Avrupa da sabit fiyat ödeme yöntemi dinamik pazar geliştirilmesinde, endüstrinin gelişerek iş kapasitesi yaratmasında en başarılı yöntem olarak bulunmuştur. Almanya ve Danimarka da da sabit bedel ödeme çok başarılı olmuştur.

    GÜÇLENEN RÜZGAR GELECEK ON YILIN ENERJİSİ

    Ekonomisi gittikçe iyileşen rüzgar güç santralları ticari alternatifleri ile rekabet edebilen küresel bir güç üretim endüstrisinin ürünü haline gelmiştir.

    Günümüzde elektrik şirketleri tarafından yürütülen rüzgar projeleri herhangi bir destek olmaksızın 4-6 cent/kWh maliyetle üretim yaparak fosil yakıtlı güç santrallarıyla rekabet edebilmektedir.

    Dünyanın öncü rüzgar türbin üreticisi olan Danimarka’nın Vestas Rüzgar Sistemleri Şirketinin Genel Müdürü J***nnes Poulsen rüzgar gücü maliyetinin 1987 den bugüne %30 azaldığını ve 2003 yılına kadar %20-30 luk bir azalma daha olacağını açıklamıştır.

    Amerika’daki en büyük türbin üreticisi olan Enron Rüzgar Şirketinin Başkanı Kenneth C. Karas rüzgar türbin büyüklüklerindeki artışın 1981 den bu güne maliyetleri önemli ölçüde azalttığını belirtmiştir. 1981 yılında yılda 45 000 kWh üreten 25 kW kapasiteli bir rüzgar türbininin maliyeti 2600 $/kW iken, bugünün tipik türbini olan 750 kW kapasiteli makine 800 $/kW yatırım maliyeti ile yılda 2.5 milyon kWh üretebilmektedir.

    Avrupa Rüzgar Enerjisi Birliğinin bir raporuna göre rüzgar türbinlerinin fiyatı 1981-1991 yılları arasında 3 misli azalırken rüzgar enerji fiyatları yarı yarıya azalmıştır.

    Washington’daki Yenilenebilir Enerji Politikaları Projesi bulgularına göre 1997 yılında 1000 $/kW olan rüzgar türbinlerinin yatırım maliyetleri 2006 yılında 600$/kW ‘a düşecektir.

    Izaak Walton League isimli Amerikan arazi koruma grubu Minnesota Kamu Elektrik Şirketleri Komisyonunda Temmuz 1998 tarihinde yaptığı sunuşta uzun vadeli rüzgar enerjisi maliyetlerinin en ucuz olarak bilinen doğal gazın maliyetlerinin altına düşeceğini açıklamıştır. Açıklamaya göre, yapılan hesaplamalar 400 MW yeni rüzgar güç kapasitesi geliştirilmesinin aynı kapasitedeki doğal gaz kombine çevrim santralından % 7 daha ucuz olduğunu göstermektedir. Bu sunuştan sonra oybirliğiyle 400 MW yeni rüzgar kapasitesinin kurulması kararlaştırıldı. Böylece rüzgarın iyileşen ekonomisi rekabetçi pazarda alınan önemli bir uygulama kararıyla ilk kez kendini kanıtlamıştır.

    22 nisan 1999 tarihinde Avrupa Rüzgar Enerjisi Birliği tarafından yapılan basın açıklamasında dünya rüzgar kapasitesinin 10 000 megawatt’ı aştığı ve 2000 yılına girmek üzere iken dünyada bu temiz enerji teknolojisinin giderek daha yaygın olarak kullanılmaya başlandığı duyuruldu.

    Kapasitenin 10 000 MW düzeyine ulaşması 10 milyar dolar değerinde rüzgar türbininin satıldığı anlamına gelmektedir. Avrupa Rüzgar Enerjisi Birliğinin hedefi Avrupa için 2010 yılında 40 000 MW, 2020 yılında ise 100 000 MW rüzgar güç santral kapasitesini tesis etmektir.

    Iklim Değişimi sorunu, fosil yakıt arzında görünen belirsizlikler ve giderek artan nüfusun nasıl sürdürülebilir bir yaşama kavuşturulacağı enerji üretiminin geleceğine bağlıdır. Rüzgar enerjisi atmosfere salınan sera gazları miktarını azaltabilir, özel kullanımlar için değerli fosil yakıt rezervlerini koruyabilir ve kirleten teknolojileri ülkesine aktarmadan yoksul kırsal ülkelere yardımcı olabilir. Amerika gelecek on yılda 5000 MW ‘ın üzerine yeni rüzgar kapasitesi hedeflemekte olan ABD’de bugüne kadar yavaş gelişen rüzgar enerjisine maliyetlerdeki düşüş ve kamuoyunun istekliliği nedeniyle yönelmektedir.



    Dünya çapındaki rüzgar enerjisi 1990lı yıllarda yıllık % 25.7 oranında artmıştır. ABD ve diğer dünya ülkelerindeki hükümetler rüzgar enerjisinin kalifiye imalat ve bakımla ilgili iş sağlamadaki potansiyelinin de farkına varmaya başlamışlardır. Avrupa Rüzgar Enerjisi Birliğine göre 2010 yılında hedeflenen 40 000 MW kapasiteye erişilmesi yılda 1 milyon kişilik bir iş kapasitesi yaratacaktır. En önemli katkı ise ekonomik büyümenin çevreye çok az veya hiç maliyet getirmeden sağlanmasıdır. Rüzgar türbinleri hava kirliği veya sera gazları üretmemekte, ve çiftçilik ve hayvancılık gibi arazi kullanımlarıyla rahatlıkla birlikte varolabilmektedir. Azalan maliyetleri, güçlü iş potansiyeli, ve düşük çevresel etkisiyle rüzgar enerjisinin dünyanın enerji geleceğinde önemli bir rol alacağı kesindir.

      Forum Saati Ptsi Mayıs 20, 2024 1:50 am